Türkiye’de Yeşil Hareketi oluşturan bireyler ve kurumlar, bu güne dek ayrı ayrı gerçekleştirdikleri mücadelelerini ve çalışmalarını birleştirerek ‘insanın doğa ve insan üzerindeki tahakkümü ve yarattığı şiddet’ üzerine birlikte politika üretmek ve sözlerini siyasal bir platformda ortaklaştırarak yükseltmek üzere Yeşiller Meclisi’ni kuruyor.
Konuyla ilgili yapılan açıklamada; “Çünkü dünyada ve Türkiye’de hepimizin hayatı tehdit altında! İklim krizi ve onun sonuçları olan orman yangını, sel, fırtına, kuraklık ve sıcak dalgaları senelerdir dünya gündemini meşgul ediyor. Geri dönülmez noktaya hızla giderken hükümetlerin ilgisizliği hala sürüyor. Şirketler ve devletler, su, toprak ve hava gibi hayati kaynaklar dâhil, bütün doğayı bitmeyecekmiş gibi kullanıyor ve kirletiyor. Doğanın tahribi ve ormansızlaşma, iklim krizini hızlandırıyor” denildi.
Irkçılık, yabancı düşmanlığı, trans cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, temsiliyet eşitsizlikleri, iş cinayetleri, düşünce ve ifade özgürlüğüne antidemokratik müdahaleler, sürdürülen savaşlar ve silahlanma gibi konulardaki kazanımların yavaş yavaş kaybedildiğinin belirtildiği açıklamada şu görüşlere yer verildi;
” Bütün bunların üstüne popülist aşırı sağın yükselişi bir tehdit olarak artıyor. Ama sonunda küresel bir eylemlilik zinciri başladı: artık çocuklar gezegene ve geleceklerine sahip çıkmak için sokakta eylemler yapıyor, Cuma günleri okula gitmeyip İklim Grevi gerçekleştiriyorlar. Yeşil hareket aşırı sağın karşısında en ciddi alternatif olarak yükselmeye başladı. Nihayet umutlarımız yükseliyor.”
Yeşiller Meclisi’ni oluşturan unsurlar, bu hafta sonu İstanbul’da yapacakları bir basın açıklamasıyla kuruluşlarını kamuoyuna ilan edecek.
