İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kopenhag’da düzenlenen “C40 Belediye Başkanları Zirvesi” öncesinde gerçekleştirilen basın toplantısında, ABD’nin Boston ve New Orleans, Polonya’nın Varşova başkanlarıyla birlikte kameraların karşısına geçti. İklim değişikliğinin yarattığı travmayı tüm dünyada olduğu gibi İstanbul’da da yaşadıklarını belirten İmamoğlu, “Bu açıyla baktığımızda bizim işimiz, şehrin gerçek sorunlarını çözmek ve bu konudaki tedbirleri almaktır. Bu tedbirleri alırken bizim yüzümüz tamamen halka dönük olmalı ve muhakkak diyalog kurmalıyız”dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da düzenlenen “C40 Belediye Başkanları Zirvesi”ne katıldı. İBB Başkanı İmamoğlu, zirve öncesinde “Ulusal Liderlerin Yardımı Olmaksızın İklim Eylemini Gerçekleştirmek” başlığıyla düzenlenen basın toplantısında Boston Belediye Başkan Marty Walsh, New Orleans Belediye Başkanı LaToya Cantrell ve Varşova Belediye Başkanı Rafal Trzaskowski ile birlikte yer aldı.
İmamoğlu, Tivoli Kongre Merkezi’nde David Miller moderatörlüğünde gerçekleştirilen toplantıda yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler verilerine göre kentlerin dünyadaki enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 75’inden, iklim değişikliğine neden olan sera gazı salımlarının da yüzde 80’inden sorumlu olduğu bilgilerini paylaştı. İmamoğlu, konuşmasında şunları söyledi:
“KARAR VERME MEKANİZMALARI YAVAŞ İŞLİYOR”
“Küresel ölçekte, kentlerde yaşayan nüfusun, toplam nüfusa oranı, 2018 verilerine göre yüzde 55 olup, dünya halkları daha çok aş, iş ve fırsat beklentisi ile kentsel alanlara göç etmeye devam etmektedir. Bu nedenle kentlerde iklim ve çevrenin korunmasına yönelik atılan adımlar, ülke hatta dünya çapında önem taşımaktadır. 82 milyon insanın yaşadığı ülkemizde ise toplam nüfusun yüzde 75’i kentlerde yaşamakta olup, yerel yöneticiler birçok yaşamsal konuda sorumluluğu ulusal yöneticiler ile paylaşmaktadır. Uluslararası ya da ulusal düzeyde iklim değişikliğine ilişkin karar verme mekanizmaları oldukça yavaş ilerlemekte bilimin ortaya koyduğu adımları atma konusunda çoğu zaman yetersiz ve yavaş kalabilmektedir. Toplum ile daha yakın temas halindeki yerel yönetimler, insanların yaşam kalitesini ve sağlıklarını çok yakından ilgilendiren bu soruna giderek daha fazla müdahil olmak zorundadırlar.”

“SORUMLULUĞUMUZ TÜRKİYE’NİN TAMAMINADIR”
1990’lı yıllardan itibaren bu eksikliği doldurmak amacıyla kentlerde iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak amaçlı C40, ICLEI ya da Covenant of Mayors gibi birlikler ve koalisyonlar kurulmaya başlandığını hatırlatan İmamoğlu, “2000’li yılların başlarından itibaren kendi hükümetlerinden daha ileri hedefler koyarak, iklim değişikliği ile mücadelede önemli roller almaya başlamışlardır. İstanbul özeline gelecek olursak, kentimiz 15 milyonu aşan nüfusu ile Türkiye’nin yüzde 19’luk nüfusuna sahip olup kültür, tarih, ekonomi ve ticaret başkenti olmanın yanı sıra gelişmiş hizmet sektörü ile tüm ülkeyi etkisi altına almış durumdadır. Bu nedenle sorumluluğumuz aslında Türkiye’nin tamamınadır. Bu nedenle gerektiğinde inisiyatif alarak gelecek nesiller için kentimizin sürdürülebilirliğini sağlamak, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine ve afetlere karşı kentimizin geleceğini korumak zorundayız” dedi.

“YEREL YÖNETİMLER BİRÇOK KONUYU ÇÖZEBİLİR”
İmamoğlu, iklim sorununun çözümüne ilişkin görüşlerini de şöyle paylaştı:
“Dünyanın yüzde 55’i artık kentlerde yaşıyor. Bazı ülkelerde şehirlerde yaşayan insan oranı çok daha yüksek. Benim ülkemde de yüzde 85’leri bulmak üzere. Burada özellikle belediye başkanlarından ve yerel yönetimlerden olan beklenti oldukça yüksek. Bu manada bizim ortak çalışma, bir arada çok aksiyon alma ve iş üretme kapasitemizi büyütmeliyiz. Dünya bizden bunu bekliyor. Belki de yerelde aldığımız oyların sebebi de bu. O bakımdan beraber çalışmalı, beraber üretmeli ve dünyaya iklim adına, iklim değişimi adına ve yaşadığımız bu dünyanın daha uzun ve daha güzel bir yaşam çevresine ulaşması adına iş birlikleri yapmalıyız. Özellikle yerel yönetimlerle dünyadaki birçok sorunun, sadece iklimle ilgili değil, demokratikleşmeden tutun birçok sorunu çözebileceğine inananlardanım. Burada olmamızın sebebi bu ve çok faydalı bir iş birliği sürecine bizler de İstanbul adına dahil olup, güzel işlere imza atacağımızı düşünüyorum.”
C40 NEDİR?
C40 Büyük Kentler İklim Liderlik Grubu (C40 Cities), iklim değişikliğine karşın sera gazı emisyonlarının azaltılması için Ekim 2005’te Londra’da dünya kentlerinin bir araya gelerek oluşturdukları bir ağdır. Bu oluşumun amacı, iklim üzerine çalışmalar yürüten lider kentleri bir araya getirmektir. C40, etkili bir iş birliği, bilgi paylaşımı ve iklim değişikliği ile ilgili anlamlı, ölçülebilir ve sürdürülebilir politikalar belirleyen kentleri destekleme amacı gütmektedir. C40 Büyük Kentler İklim Liderlik Grubu, son 10 yılda 90 üzerindeki kenti bir araya getirmiş ve bu kentler sayesinde 700 milyonluk nüfusu temsil etme hakkına sahip olmuştur. C40 Kentleri’nin Afrika’dan 11, Asya’dan 31, Avrupa’dan İstanbul dahil 19, Amerika’dan 27 ve Okyanusya’dan da 3 kent üyesi bulunmaktadır.
