Kemer’in Beycik mahallesinde 20 hektarlık orman alanının kesim işini alan özel şirketin iş makinelerini Beycikliler durdurdu. Ağaçların kesileceği bölgede derelerin olduğunu ve bu derelerin Beycik’e gittiğini belirten Muhtar Arif Namdar, “Buranın hassas bir mevki olduğunu Kaymakamımıza ve Orman Bölge müdürlüğünüzse anlattık. Burası iki derenin birleştiği yer. Bu dereler son yıllarda Beycik’e doğru evrildi ve sel sularını taşıyor. Bu ormanları kesmek köyümüzü sel basması riski doğuruyor” dedi.

Antalya’nın Kemer ilçesi Beycik Mahallesinde 20 hektarlık ormanlık alanın kesiminin Bakanlık tarafından özel bir şirkete verilmesi ve iş makinelerinin bölgeye gelmesi üzerine bölge sakinleri harekete geçerek kesime engel oldu. Köy muhtarı Arif Namdar, son yıllarda köye doğru evrilen derelerin sel sularını getirdiğini belirterek, “Bölgedeki ağaçları kesmek Beycik’i sel riski altında bırakıyor” dedi. Öte yandan A Platformu Sözcüsü Hediye Gündüz de, “bölgede sel riskini azaltan ormandır, toprağı tutan ağaçların kökleridir, asla kesilmemelidir!”, dedi.
BÖLGENİN COĞRAFİ YAPISI ÇOK HASSAS
Tahtalı Dağı’nın eteklerinde bulunan Beycik Mahallesinin üst kesimlerinde 12 bin ağacın kesilmesi için iş makinelerinin gelmesi yöre sakinleri ile çevrecileri harekete geçirdi. Kamu kurumlarına yapılan başvurular sayesinde ağaç kesimine geçici bir süre için ara verilirken, derelerin bulunduğu bölgede yapılacak kesimlerin Beycik Köyü’nü sel sularının basması riski oluştuğu ifade edildi. A Platformu grubu ile birlikte bölgeye gelen Platform Sözcüsü Hediye Gündüz, Beycik Muhtarı Arif Namdar ile kesim yapılacak bölgeye giderek incelemelerde bulundu. Muhtar Arif Namdar yaptığı açıklamada, bölgenin coğrafi olarak çok hassas bir yapıya sahip olduğunu ve binlerce ağaç kesimiyle ciddi risklerin ortaya çıkacağını söyledi.
DERELER SEL SULVARINI BEYCİK’E TAŞIYOR
Muhtar Namdar, “Buranın hassas bir mevki olduğunu Kaymakamımıza ve Orman Bölge Müdürlüğünüzse anlattık. Buranın Akdere ve İnderesi noktasının başlangıcı olduğunu belirterek hem dilekçe verdik hem sözlü ifade ettik. Bu dere yatakları zaman zaman yer değiştirmektedir. Bu dere yatakları köyümüzün üstünde olup, yamaçlardadır. Bu bölgenin yüzde ellisi, dere yatağının dolgu malzemesinden oluşmaktadır. Bu bölgenin durumunu Orman Bölge Müdürlüğümüzün yeniden değerlendirilmesini istiyoruz. Çünkü biz devletimizin kurumlarıyla iyi geçinmek istiyoruz. Bu konuda hiçbir tereddütümüz yok. Sadece tereddütümüz son yıllarda yağışların az oluşu ve bu bölgenin dolgu malzemesi oluşu nedeniyle çimlenme konusunda ileride bir sıkıntı olacağını düşünüyoruz. Bu bölgenin yeniden değerlendirilmesini istiyoruz ve köylüler bu konuda çok duyarlı. Bu nedenle sizlerden beklentimiz budur. Bu dağlar Torosların Tahtalı dağları. Bu dereler bu dağlarda oluşuyor bin yıllardır. Bu dereler yeni değil ve çok büyük. Bu dereler zaman zaman görüyorsunuz yer de değiştiriyor. Bu dere son yıllarda köye doğru evrildi ve sel sularını taşıyor. Sel sularını taşırken kimi zaman ağaçları da sökebiliyor. Bu bölgenin coğrafyası böyle… Bu ağaçlar kesilirse dağdan sel suları mahallemize iner” dedi.

MİLLİ PARK STATÜSÜ’NDEN NEDEN ÇIKARILDI?
A Platformu Sözcüsü Hediye Gündüz de, video çekimi yaptıkları, ağaç kesim bölgesindeki derenin doğruca Beycik’in içine gittiğini belirterek, “O zaman bu bölgedeki ormanların kesilmesi sadece ağaç kesimi olmayacak. Beycik yerleşim alanını da riske atacak. Zaten sel sularının, yağmur sularının yıktığı ağaçları görüyoruz. Dere yataklarının halini görüyorsunuz. Yukarıdan bu kadar güçlü su gelmese, bu kadar geniş bir dere yatağı olmaz. Bu havzayı yapan, Tahtalı dağından tek noktadan gelip ayrılan dereler. Bölgede akan su nedeniyle erozyon yaşanan yerler de görülüyor. Yani bu bölgeye dokunduğumuzda sadece ağaç kesmekle kalmayacağız, Beycik’teki yağmur sularının kontrolünü zorlaştıracağız. Köye doğru akacak. Bölgedeki orman çok sağlıklı, çok görkemli… Bunu da hatırlatmamız lazım. Burası Beydağları Milli Parkı sınırları içindeydi. Milli park statüsünden yeni çıkarıldı bu bölge. O dönemde sağlıklıydı. Milli park olan bir alanın kağıt üzerindeki korumasını kaldırdığınız taktirde bu alanın özelliğini değiştirmiyorsunuz. Bilim adamları bu bölge içerisinde 90’ın üzerinde endemik bitki türünün olduğunu, bu bölgenin yayılış alanı olduğunu söylüyor. Ve şunu da söylememiz gerekiyor. Ben bu görkemli ve yüce ağaçların efsanevi Tahtalı Dağı’nı özendiğini düşünüyorum. Ağaçlar adeta o dağ kadar güzel olmak için kendisine özen göstermiş. Kalem gibi, fidan gibi şahane ağaçlar var. Bu ağaçlar kesilmek yerine burada yaşasın. Beycik Köyü’nün halkını herhangi bir riske atmayalım. Elbette bunu yapmak mümkün… Biz yetkililerimizden bu ağaç kesim planının derhal yürürlükten kaldırılmasını, durdurulmasını talep ediyoruz. Beyciklilerin de bu yönde bir isteği, bir arzusu var.
ORMAN, KÖKLERİYLE TOPRAĞI TUTUYOR.
Öte yandan Hediye Gündüz, “Bu dereler kışın yağmur sularını tahliye eden derelerdir, aşırı yağışlarda sel sularını taşıyan derelerdir. Derenin hemen kıyısından başlayan orman kökleriyle toprağı tutmakta ve bölge can güvenliğini sağlamaktadır. Bu nedenle ağaçların varlığı hayati önem taşımaktadır ve asla kesilmemelidir. Kesildiği takdirde, yeni ekilen ağaçların bu derece koruma sağlayabilmesi için 60 ila 80 yıl geçmesi gerekecektir ve bu da bölge halkının bu dönemde korunmasız kalması demektir. Bölgede daha önceden yapılan benzer kesimlerin tahripkar sonuçları Gölçukuru olarak bilinen yerde apaçık görülmektedir. Dağdan kopan kayalar ve taşlar Gölçuku’runda birikmiş erozyonu apaçık ortaya koymaktadır. Ormanın yeniden kesilmesiyle erozyon daha da tetiklenecektir” diye konuştu. Gündüz, “Bu alan geçmiş dönemde Beydağları Milli Parkları sınırında içinde bulunmaktaydı. Bu özelliğinden dolayı bugün de hala içerisinde 90’a yakın endemik bitki türü olduğu araştırmacılarca ortaya konmuş ve bu alanın yayılım alanı olduğu belirtilmiştir. Türkiye Dünyada endemik türler açısından 5’irci, endemik oranıyla 4. sıradadır. Kesime konu alanlar da bu nedenle çok önemlidir” diyerek, 12 bin çam ağacının kesilmesi çalışmalarının bölgenin içinden antik Likya Yoluna zarar vereceğini ve doğal dokusunu tahrip edeceğini vurguladı.
Bu arada Beycik Sakinleri Sözcüsü olarak bölgedeki inceleme turuna katılan Beycikli Zeynep Demirsü de bu ağaçların kesilmesini istemediklerini belirterek, “Cennet gibi bir yerde mutlulukla yaşadığımızı düşünüyoruz. Hem Beycik’i tehlikelerden korumak hem de mutlu mesut yaşamak istiyoruz” dedi. Demirsü, “Dere yatağı çevresi sel sularının getirdiği dolgudur. Bu dolgu üzerindeki çam fidanlarında özellikle bu yıl kuraklığın da etkisiyle kurumalar vardır. Alanın dolgu olması bize sel riskini apaçık göstermektedir, ağaçlarımızı kesmesinler” dedi.
